Kartalkaya’da 78 kişinin öldüğü otel yangınına ilişkin davanın duruşmasında 6’ncı gün

Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesince, Bolu Sosyal Bilimler Lisesinin spor salonunda özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmada, yangında otel bünyesinde kiralanan “White Fox” isimli kafede çalışan kızları Esra Nazik’i kaybeden Süleyman ve Şerife Nazik çiftine söz verildi.
Müşteki Süleyman Nazik, sabah saat 09.00’da telefonla arayan bir kişinin kendisine otelde büyük yangın olduğunu, kızı Esra Nazik ve arkadaşlarından haber alamadıklarını söylediğini belirtti.
Telefonu kapatıp televizyonu açtığında otelin yandığını gördüğünü belirten Nazik, daha sonra İzmir’den yola çıktığını söyledi.
Nazik, Bolu’da cesetlere bakarak kızını teşhis etmeye çalıştığını, bulamayınca Ankara’ya gittiğini anlatarak, “Bu katiller yüzünden kızımı yok şeklinde aldım.” dedi.
Kendi kendine 6 aydır “Kızım yaşıyor mu?” diye sorduğunu belirten Nazik, “Defalarca olmayan kızımın telefonunu çaldırdım. 21 Ocak sabahından itibaren elimde hiçbir şey kalmadı.” diye konuştu. Nazik, kızının Akdeniz Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nden mezun olduğunu aktararak, şunları kaydetti:
“Daha önce birlikte çalıştığı arkadaşları çağırdığı için gelmişti. Burada oturan tüm sanıklardan davacıyım. Hiçbir şey kızımı getirmeyecek biliyorum ama uzaktan yakından alakası olan herkesin en ağır cezayı almasını istiyorum. Çocuğumun hayalleri vardı, yurt dışına gidecekti. Bizim onunla ilgili hayallerimiz vardı. Hepsini bitirdiler. 78 kişinin hayallerini bitirdiler.”
Şerife Nazik de kızını, valizini hazırlayıp gönderdiğini, babasından para almadığını, kendi parasıyla gittiğini söyledi.
Çocuğunu okutabilmek için soğukta çalıştığını, eğitimi dolayısıyla 8 yıl ayrı kaldığını anlatan Nazik, “Bu aç gözlüler yüzünden çocuğum öldü. Ne olurdu herkes işini tam yapsaydı. Benim çocuğumu kim geri verecek? Hayallerim vardı, çocuğumu evlendirecektim, torunlarım olacaktı. Sizin aç gözlülüğünüz yüzünden toprağın altında. Hayallerimizi söndürdünüz.” ifadelerini kullandı.
“ODANIN İÇİNE DUMANLAR DOLMAYA BAŞLADI”
Müşteki Nazmiye Şişli de Grand Kartal Otel’e ocak ayında 2-3 defa gittiğini, çocuklar için açılan orman atölyesinde çalıştığını söyledi.
Olay gecesi 11. katta arkadaşı Merve İlgin ile konakladığını belirten Şişli, saat 03.29’da İlgin’in arkadaşı Elif Vanlı’nın arayarak oteldeki yangını haber verdiğini kaydetti.
Şişli, telefon görüşmesinin ardından arkadaşını uyandırdığını anlatarak, “Odanın içine dumanlar dolmaya başladı. O esnada ne bir yangın alarmı, ne duman sensörü, uyarıcı hiçbir şey yoktu. Tamamen kendi çabalarımızla fark ettik. Benim bulunduğum oda yangın merdiveniyle yan yana. Bana gelen duman oradan geliyordu. Yangın merdiveni kullanılmaz haldeydi.” dedi.
Merdivenlerden bağırarak aşağı indiklerini dile getiren Şişli, şöyle devam etti:
“Kapıdan çıktığımda (şirketin genel müdürü tutuklu sanık) Emir Aras, otelin sahibi Halit Ergül’ün kızı ve yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık) Elif Aras ve birkaç otel personelini gördüm. İnsanlar yavaş yavaş uyanmaya başlıyordu. İnsanlar uyanmaya başladıkça kargaşa vardı. Bizi yan taraftaki otele yönlendirdiler. Çocuklar ailelerini arıyorlardı. Onlara yardımcı olmaya çalıştık. Sonrasında Elif ablanın ağabeyi, Elif ablayı almaya geldi. Ben de onlarla merkeze hastaneye geldim. Şikayetçiyim. Davaya katılmak istiyorum.”
Şişli, soru üzerine, “Aşağı inerken birkaç aileye denk geldim ama tanıdık bir sima görmedim. Resepsiyonun çıkışında, tahmini saat 03.34’te Emir Aras, Elif Aras, kızı Ceyda (otelin sahibi Halit Ergül’ün kızı şirketin yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Ceyda Hacıbekiroğlu) üçünü gördüm. Sanıklardan başka kimseyi görmedim.” diye konuştu.
OTELİN RESEPSİYON ŞEFİ DİNLENİLDİ
Müşteki Adnan Karadayı ise Grand Kartal Otel’de resepsiyon şefi olduğunu, saat 03.31’de resepsiyon görevlisi tutuksuz sanık Yiğithan Burak Çetin’in kendisini arayarak yangını haber verdiğini söyledi.
Otelin 7’nci katındaki personel odasında konakladığını aktaran Karadayı, Eylül 2024’te Gazelle Otel’de işe başladığını, kendisini işe Emir Aras’ın aldığını kaydetti.
Karadayı, bu otelde 2007-2014 yıllarında kış sezonları çalıştığını dile getirerek, “2010-2011 arası askerdeydim. Muğla’da üniversite okuduğum için yazın Bodrum’da çalışıyordum, kışları Kartalkaya’ya çıkıyordum.” dedi.
Görevinin, gelen misafirleri karşılamak, odalarına yerleştirmek, oteli tanıtmak ve çıkışta yolcu etmek olduğunu anlatan Karadayı, “Misafir koridorlarında yangın butonu vardı. Benim odamın çıkışında kocaman yangın dolabı vardı. 2007-2014 yılları arasında 2 sefer yangın eğitimi almıştık ama bize herhangi bir belge verilmedi. Garaj bölümünde yangın tüpleriyle söndürme eğitimi almıştık.” beyanında bulundu.
Mahkeme başkanının, “Yiğithan Burak Çetin seni aradığında, ona ne dedin?” sorusu üzerine Karadayı, “Önleminizi alın dedim. Herkesi uyandırın tarzında konuştum. Hemen giyindim kapımı açtım. Aşırı duman vardı, misafir kapısını açtım. Seslerini duydum, 7’nci kattan misafirlerle 5’inci kata indim. Daha sonra birinci kattan misafirleri çıkardım.” ifadelerini kullandı.
Karadayı, soru üzerine, Kültür ve Turizm Bakanlığından denetim için gelen müfettişlere, muhasebe müdür yardımcısı tutuksuz sanık Mehmet Salun, otel müdürü tutuklu sanık Zeki Yılmaz ve Emir Aras’ın eşlik ettiğini aktararak, “Otelin her yerini gezdiler. Misafir odaları, personel odaları, ortak alanları, her yeri gezdiler.” dedi. Denetim için belediyeden kimlerin geldiği yönündeki soru üzerine Karadayı, şunları kaydetti:
“2 kişi geldi. Biri şoför Selami, diğeri de (itfaiye eri tutuksuz sanık) İrfan Acar. Muhasebeyi aradık Cemal bey geldi. İrfan Acar önce katları gezdi. Bu sırada Cemal beyle İdris Erol eşlik etti. Resepsiyon katına geldiklerinde yemeğe geçtik, yemek yedik. Ondan sonra gezmeye devam ettiler. Teftiş yaptıktan sonra çay içerken İrfan Acar 8-9 maddelik bir şey hazırladı. Sonra Cemal bey imzaladı. Otelden ayrıldılar. Eksikliklerin içeriğini çok bilmiyorum ama 8-9 madde vardı. Eksiklikler giderilseydi, yangın kapılarımız ahşaptı, onlar değiştirilirdi. Yangın kapıları yangına dayanıklı olacakmış, bir de dördüncü kattan yangın merdiveni yapılacakmış diye duydum.”
Yangın alarm butonu olup olmadığı sorulan Karadayı, “Yangın butonu vardı. Çalışıp çalışmadığını denemedim.” dedi.
Karadayı, “Yangın sırasında alarm sesi duydun mu?” sorusuna “Gazelle Otel’de yangın tatbikatında duyduğum tiz sesin aynısını aşağı inerken 6’ncı katta duydum.” karşılığını verdi.
EMİR ARAS’IN KALDIĞI 7. KATIN GÜVENLİK KAMERA KAYITLARI İZLENDİ
Duruşmada bir müşteki avukatının talebi üzerine Emir Aras ile Adnan Karadayı’nın odalarının bulunduğu 7. katta bulunan güvenlik kamera kayıtları izlendi.
Kayıtlarda, Aras’ın odasından çıkarak koridorun sonuna kadar gittikten sonra odasına geri döndüğü, eşi Elif Aras’ın da kapıdan koridora baktığı, bir süre sonra Emir ve Elif Aras ile çocuklarının hızlı şekilde odadan çıkarak koridordan merdivenlere koştuğu görüldü.
Kayıtlara göre, Emir ve Elif Aras’ın kaçarken hiçbir odanın kapısını çalmaması ve kimseyi uyandırmaya çalışmaması, müştekiler ile müşteki avukatlarının tepkisine neden oldu.
Yangından nasıl haberdar olduğu ve otelden hangi yolu kullanarak çıktığı sorulan Karadayı, saat 03.31’de telefonla arandıktan sonra hemen üstünü giyindiğini söyleyerek, “Koridorda dumanı gördüm. Çıkınca bağırdım. ‘Yangın çıkışı burada.’ dedim. Oradakileri çıkardım.” dedi.
Bir müşteki avukatı, Karadayı hakkında suç duyurusunda bulunulmasını isteyerek yakalama ve tutuklama kararı verilmesi talep etti.
Mahkeme başkanının “7. kattaydın, telefon geldi. Sen bundan sonra odalardakileri uyardın mı?” sorusuna Karadayı, “Uyarmadım. Yangın merdiveninde yoğun duman vardı. Eşlik ettiğim misafirlerle 1. kattan kayak odasından çıktım. Gelen misafirlere eşlik ettim. Uyandığımda yangın merdiveninde göz gözü göremeyecek kadar duman vardı.” diye konuştu.
Daha sonra güvenlik kamerası görüntüsü üzerinden Karadayı’nın kaldığı odanın yeri tespit edildi. Karadayı, kaldığı odanın 7009-7010 numaralı odaların karşısında olduğunu belirtmesi üzerine bir müşteki avukatı, “Senin odanın karşısındaki odada insanlar öldü. Kapıya bir tekme atamadın mı?” diye tepki gösterdi.
Bina dışına çıkmak için yangın merdivenini mi yoksa ana merdiveni mi kullandığı sorulan Emir Aras, “Ana merdivenden indim. Bu kamerada bulunan teknik özellikten dolayı dumanı normalden daha az görebiliriz ama duman daha yoğundu.” dedi.
4 SANIĞA EV HAPSİ KARARI
Mahkeme heyeti, avukatların taleplerini değerlendirmek için duruşmaya ara verdi.
AA’nın haberine göre; aranın ardından söz verilen cumhuriyet savcısı, video kamera kayıtlarında Adnan Karadayı’nın eylemi tespit edilemediğinden ve yeterli delil bulunmadığından tutuklama talebinin reddini istedi.
Mahkeme heyeti, tutuksuz sanıklar Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ile İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin için ev hapsi şartını içeren adli kontrol hükümleri uygulanmasına, itfaiye eri İrfan Acar hakkında “konutu terk etmeme” şeklinde adli kontrol kararının uzatılmasına, diğer taleplerin celse sonunda değerlendirilmesine karar verdi.
Duruşmaya sabaha kadar ara verildi.